Merkeziles¸me su¨reci gec¸ Osmanlı do¨nemi Kerku¨k, Musul, Su¨leymaniye, I·stanbul ve Bagˆdat gibi merkezlerde yas¸amıs¸ olan S¸eyh Rıza Talabani (1831-1910), bu cogˆrafyanın ic¸inde bulundugˆu siyasi, idari, dini ve sosyo-ku¨ltu¨rel hızlı degˆis¸imlerine paralel olarak do¨rt dilde (Ku¨rtc¸e, Tu¨rkc¸e, Farsc¸a ve Arapc¸a) s¸iirler so¨ylemis¸ usta bir s¸air ve babasının kurucusu oldugˆu Kadiri tarikatının Halisiye koluna mensup bir tarikat s¸eyhidir. Ancak o bilindik tarikat s¸eyhlerinden ve klasik do¨nem s¸airlerinden biraz farklıdır. Zira usta bir heccav ve sivri dilli bir s¸airdir. Hısım-akraba demeden, makam-mevki go¨zetmeden o¨nu¨ne geleni igˆneleyen, kendini dahi hicvin o¨znesi kılarak eles¸tiren, o¨vdu¨gˆu¨ kis¸iyi bir mu¨ddet sonra yerin dibine gec¸iren, haksızlıgˆa gelmez kabına sıgˆmaz so¨zu¨nu¨ esirgemez anars¸ist ruhlu sufi bir s¸airdir. Bu yo¨nu¨yle de devrin Nef’i^si diyebilecegˆimiz bir kimlik ve kis¸ilikle kars¸ımıza c¸ıkar. S¸eyh Rıza’nın, bo¨lgenin nu¨fuzlu bir tarikat aristokrasisi ic¸erisinde yer alması ve yas¸anan birc¸ok olayın da bizatihi s¸ahidi ve o¨znesi olması, adı gec¸en merkezlerin o¨nemli simalarıyla muas¸erette ve atıs¸malarda bulunarak olaylar kars¸ısında kendi algı ve perspektifini ortaya koymus¸ olması, kus¸kusuz s¸iirlerini, devlet ars¸ivlerinin resmi so¨ylemine alternatif tarihi bir kaynagˆa do¨nu¨s¸tu¨rmu¨s¸tu¨r. Onun s¸iirdeki zati hazırcevaplıgˆı ve nu¨ktedanlıgˆı es¸sizdir. O¨rnegˆin kendisine "Ku¨rtc¸e, Tu¨rkc¸e, Farsc¸a ve Arapc¸anın en bu¨yu¨k s¸airleri hangileridir?" diye soruldugˆunda; “Ku¨rtc¸ede Mustafa Beg-i Sahibkıran, Farsc¸ada Firdevsi, Arapc¸ada Mu¨tenebbi, Tu¨rkc¸ede Namık Kemal, her do¨rt dilde ise s¸u ha^kir kulunuz benim!” diyerek vermis¸ oldugˆu cevapla bu alandaki nu¨ktedanlıgˆını ve cesaretini ortaya koymus¸, her do¨rt dilde de s¸iire damgasını vurmus¸tur.
Kullanacağınız kredi kartının ticari veya bireysel olması durumuna göre taksit seçenekleri değişebilir.